related Results

• genel olarak
  عَلَى وَجْهِ الْعُمُوم
  more ...
• kati
  عَلَى وَجْه الإطلاق
  more ...
• içermek (v.)
  حصر
  more ...
• müebbet (adj.)
  لا حصر له
  more ...
• kabız (n.)
  حصر
  more ...
• dışlamak (v.)
  حصر
  more ...
• kısıtlamak (v.)
  حصر
  more ...
• kısıntı
  حصْر
  more ...
• kendini vermek
  حَصَرَ {[حَصْرًا نفسه]}
  more ...
• sayım (n.)
  حصر
  more ...
• tekel (n.)
  حصر
  more ...
• zorlama (n.)
  حصر
  more ...
• ölçüsüz (adj.)
  يفوق الحصر
  more ...
• parantez (n.)
  علامة الحصر
  more ...
• kadran (n.)
  وجه
  more ...
• safha (n.)
  وجه
  more ...
• yüzey (n.)
  وجه
  more ...
• cephe (n.)
  وجه
  more ...
• hedeflemek (v.)
  وجه
  more ...
• yönlendirmek (v.)
  وجه
  more ...
• aşama (n.)
  وجه
  more ...
• çehre (n.)
  وجه {ج وُجُوه}
  more ...
• tevcih etmek
  وَجَّهَ
  more ...
• surat (n.)
  وجه {ج وجوه}
  more ...
• ön (n.)
  وجه
  more ...
• yön (n.)
  وجه
  more ...
• her bakımdan
  مِنْ كُلّ وَجْه
  more ...
• yan (n.)
  وجه
  more ...
• ışın (n.)
  وجه
  more ...
• yüz
  وَجْه {ج وُجُوه}
  more ...

Examples

• Özellikle de bir kadınla. Ama kadın olmayabilir de.
  ،من النساء، خاصةً .لكن ليس على وجه الحصر
• Telefon servisleri, mülteri hizmetleri... ...nerdeyse özel mezarlık nöbetleri.
  الإتصالات الهـاتفيـة ، خدمـة العمـلاء والعمل على وجه الحصر في وظائف ما بعـد منتـصف الليل
• Neredeyse sadece kendilerini teselli etmek isteyen... ...çocuksuz ev sahipleri için kullanıImıştır.
  تستخدم على وجه الحصر للملاك بدون اطفال لتعزية انفسهم ,, لكن الان
• Ona da söylediğim gibi çalıştığım sektörde... ...sadece nakitle iş yapıIır.
  تكلمت مع سيد رودريغز في الاسبوع الماضي وكنت اوضح له الاعمال "بأني ادير الصفقة على وجه الحصر نقدا